1. Tarihi Yerler
Tiflis’in tarihi Abanotubani hamam bölgesi ve arkada Narikala Kalesi.
Eski Şehir (Kala) ve Abanotubani: Tiflis’in “Old Town” denilen tarihi merkezi, kentin kalbinin attığı yerdir . Dolambaçlı Arnavut kaldırımlı sokakları, rengârenk cumbalı evleri ve bir arada bulunan kilise, cami ve sinagoglarıyla adeta açık hava müzesi gibidir . Özellikle Abanotubani adı verilen kısım, kubbeli sülfür hamamları ile ünlüdür. Efsaneye göre Kral Vahtang Gorgasali’nin avcı şahini burada çıkan sıcak suya düşmüş ve bu kaynak keşfedildikten sonra şehir kurulmuştur . Zaten “Tiflis” adı da Gürcüce “sıcak” anlamına gelen Tbili kelimesinden gelir. Bu tarihi hamamlarda günümüzde de yıkanabilir; suyunun şifalı olduğuna inanılır. Eski şehirde gezerken Betlemi Mahallesi’ndeki ahşap balkonlu evleri fotoğraflamayı unutmayın . Ayrıca bir zamanlar İpek Yolu üzerinde yer alan eski kervansaray (karavansaray) hanları bölgesinde mola verip çay içebilirsiniz .
Narikala Kalesi: Şehrin en ikonik yapılarından olan Narikala, 4. yüzyılda Persler tarafından inşa edilmiş bir tepe kalesidir . Yüzyıllar boyunca Arap, Moğol, Osmanlı gibi farklı hâkimiyetlerde eklemeler görmüş ve depremde hasar görse de 20. yy’da restore edilip günümüze ulaşmıştır . Kalenin surlarına çıkarak Tiflis manzarasını panoramik olarak izlemek turistlerin en sevdiği aktivitelerden biridir . Narikala’dan bakarken hemen yanınızda Kartlis Deda (Gürcü Ana) heykelini ve aşağıda Botanik Bahçesi’ni görebilirsiniz . Kaleye giriş ücretsizdir; her gün 11.00-18.00 saatlerinde açıktır . Öneri: Kaleye yürüyerek tırmanmak yerine, Rike Parkı’ndan kalkan teleferik ile birkaç dakikada ulaşabilirsiniz . Bu zevkli yolculuk sonrasında kaleye varıp eski şehrin muhteşem manzarasına ulaşırsınız.
Kartlis Deda (Gürcü Ana) Heykeli: Narikala tepesinde şehre bakan 20 metrelik alüminyum kadın heykeli, Tiflis’in sembollerindendir. 1958’de şehrin 1500. yılı anısına dikilmiştir . Gürcü ulusal karakterini simgeleyen bu figürün sol elinde dostları karşılamak için bir kase şarap, sağ elinde ise düşmanlara karşı bir kılıç bulunmaktadır . Bu anlamlı anıt, Gürcü misafirperverliği ve cesaretinin bir ifadesi olarak ziyaretçiler tarafından ilgi görüyor. Kartlis Deda’ya Narikala ziyaretiniz sırasında yakından bakabilir, arka planda şehrin manzarasıyla birlikte fotoğraf çekebilirsiniz.
Metekhi Kilisesi ve Vakhtang Heykeli: Kura Nehri kıyısındaki kayalık üzerinde yer alan Metekhi Meryem Ana Kilisesi, Tiflis’in tarihî yapılarındandır. Mevcut yapı 1278-1289 yılları arasında inşa edilmiş olup 13. yüzyıldan kalmadır . Kilisenin yanında, şehrin kurucusu Kral Vakhtang Gorgasali’nin at üstünde bir heykeli yükselir. Bu noktadan eski şehrin ve nehrin manzarasını seyretmek çok keyiflidir. Efsanede anlatılan sıcak su kaynağının bulunduğu yerin tam da bu Metekhi bölgesi olduğu söylenir . Akşamları kilise ışıklandırıldığında, nehir kenarından görünen silüeti özellikle fotojeniktir. Metekhi’nin bulunduğu kaya, geçmişte kraliyet kalesi ve hatta zindan olarak da kullanılmış, bu da mekâna ayrı bir tarihî önem katıyor.
Sioni Katedrali ve Anchiskhati Bazilikası: Sioni Katedrali, 6. yüzyılda temelleri atılmış ve defalarca yıkılıp yapılmış, Tiflis’in en eski ve en önemli ibadethanelerindendir . 13. yüzyılda yenilenmiş haliyle günümüze ulaşan bu Ortodoks katedrali, 2004’te Sameba açılana dek Gürcistan patriğinin makamıydı . İçinde, Gürcistan’ı Hıristiyanlaştıran Aziz Nino’ya atfedilen asma ağacından yapılma haç muhafaza edilmektedir. Eski şehirdeki bir diğer kadim ibadethane, Anchiskhati Bazilikası’dır. 6. yüzyılda inşa edilmiş olan bu küçük bazilika, Tiflis’te ayakta kalan en eski kilisedir . Sade mimarisiyle dikkat çeken Anchiskhati, yüzyıllara meydan okumuş ve halen aktif bir ibadethane olarak kullanılmaktadır. Bu tarihî kiliseleri ziyaret ederken, uygun giyim ve davranış kurallarına dikkat etmek gerektiğini unutmayın.
Sameba (Kutsal Üçlü) Katedrali’nin anıtsal girişi.
Sameba Katedrali: 2004 yılında ibadete açılan Kutsal Üçlü Katedrali (Sameba), modern Tiflis’in en görkemli dini yapısıdır. Avlabari tepesinde yükselen bu kubbeli katedral, yaklaşık 87 metre yüksekliğiyle dünyanın en büyük Ortodoks kiliselerinden biri sayılır . Geleneksel Gürcü kilise mimarisi stilinde inşa edilmiş olsa da boyutlarıyla devasa bir görünümü vardır. Altın kaplamalı kubbesi şehrin birçok noktasından görülebilen katedralin içerisi de oldukça süslü ikonalar ve fresklerle bezelidir. Kompleks içinde bahçeler, çan kulesi ve diğer şapeller de bulunuyor. Özellikle akşam saatlerinde ışıl ışıl parlayan Sameba, Tiflis silüetinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Ziyaret bilgisi: Katedral halka açık ve giriş ücretsizdir; ancak içeride fotoğraf çekerken ve dolaşırken sessizliğe özen gösterilmeli, diz ve omuzlar kapalı olacak şekilde giyinilmelidir.
2. Müzeler
Gürcistan Ulusal Müzesi (Georgian National Museum): Ülkenin tarihini ve kültürünü yakından tanımak için ideal bir başlangıç noktasıdır. Birkaç müzenin birleşiminden oluşan bu kurumun en dikkat çekici koleksiyonu, antik altın takıların ve mücevherlerin sergilendiği hazine bölümüdür . Ayrıca paleolitik çağlardan kalma insan fosilleri, Orta Çağ eserleri ve Sovyet işgaliyle ilgili bölümler de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor . Müze, şehir merkezindeki Rustaveli Caddesi üzerinde yer alır ve Pazartesi hariç her gün 10.00-18.00 saatleri arasında açıktır . İpucu: Müzenin kapsamlı koleksiyonunu hakkıyla gezebilmek için en az 1-2 saatinizi ayırın ve girişte İngilizce açıklamaları bulunan broşürlerden alın. (Not: Giriş ücreti yetişkinler için yaklaşık 15-20 GEL civarındadır.)
Açık Hava Etnografya Müzesi: Şehir merkezine birkaç kilometre mesafede, Turtle Lake (Kaplumbağ Gölü) yakınındaki bu geniş açık hava müzesinde adeta bütün Gürcistan’ı dolaşabilirsiniz. Ülkenin farklı bölgelerinden getirilen geleneksel ahşap evler, kulübeler, çiftlik gereçleri, el dokuması halılar, yöresel kıyafetler ve heykeller doğayla iç içe sergileniyor . Toplam 14 hektarlık alana yayılan müzede, Acara’dan Kafkas dağ köylerine kadar çeşitli mimari örnekleri bir arada görüp eski Gürcü yaşam tarzını hissedebilirsiniz . Özellikle bahar ve yaz aylarında yeşillikler arasında keyifle gezilebilecek müze, pazartesi hariç her gün açıktır (genellikle 10.00-18.00). Öneri: Müzeye ulaşım için şehir merkezinden taksi veya otobüs kullanabilir, ziyaretinizi yakındaki Kaplumbağa Gölü gezisiyle birleştirebilirsiniz.
Gürcistan Sanat Müzesi (Ulusal Galeri): Tiflis, zengin bir sanat birikimine ev sahipliği yapar. Rustaveli Bulvarı üzerinde bulunan Güzel Sanatlar Müzesi/National Gallery, Gürcü resim ve heykel sanatının en seçkin örneklerini barındırıyor . 19. ve 20. yüzyıl Gürcü ressamlarının eserleri, geleneksel el sanatları ve yöresel kültürü yansıtan objelerle dolu bu müze, ülkenin sanatsal gelişimine dair bir pencere açıyor . Ünlü primitif ressam Niko Pirosmani’nin tablolarını burada görme şansı bulabilirsiniz. Yaklaşık 2 saatlik bir ziyaretle koleksiyonu inceleyebilir, Gürcü halkının kültürüne dair derinlikli bilgiler edinebilirsiniz . (Not: Müze pazartesileri kapalı olabiliyor; ziyaret öncesi saatleri kontrol etmekte fayda var.)
MoMA Tiflis (Modern Sanat Müzesi): Çağdaş sanat meraklıları için ilgi çekici olan bu müze, 2005 yılında ünlü Gürcü heykeltıraş Zurab Tsereteli’nin girişimiyle açılmıştır. Rustaveli Caddesi üzerindeki üç katlı müze binasında büyük ölçekli modern heykeller, tablolar ve yıl boyunca değişen geçici sergiler yer alıyor . Örneğin avlusundaki devasa “Aşk Elması” adlı heykel ve içerideki sıra dışı enstalasyonlar oldukça dikkat çekicidir . MoMA Tbilisi, Gürcü çağdaş sanatçıların eserlerini keşfetmek için fırsat sunarken dünya sanatından örnekleri de zaman zaman ağırlıyor . Giriş ücreti yaklaşık 15 GEL olup Salı günleri kapalı, diğer günler 10.00-17.00 arası ziyaret edilebilir . Öneri: Ziyaret etmeden önce güncel sergilere göz atmak için müzenin web sitesini kontrol edin; ilginizi çeken bir sergi varsa MoMA gezinizi ona göre planlayın.
3. Doğal Alanlar
Mtatsminda Parkı ve Füniküleri: Şehri tepeden izlemek isteyenler için Mtatsminda (Aziz Davit) Tepesi ideal bir noktadır. 770 metre rakımlı bu tepeye, 1905’ten beri hizmet veren tarihi füniküler treniyle birkaç dakikada çıkabilirsiniz. Yokuş yukarı tırmanırken cam pencereden Tiflis manzarası gittikçe genişler; özellikle gün batımına yakın saatlerde manzara nefes kesicidir . Tepeye ulaştığınızda sizi bir lunapark, dönme dolap, TV kulesi ve yürüyüş alanları karşılar. Mtatsminda Parkı’nda ailece vakit geçirebilir, oyun alanlarında eğlenebilir ya da seyir terasında şehrin panoramasını fotoğraflayabilirsiniz. İpucu: Füniküler hattının orta istasyonunda Mtatsminda Pantheon (ülkenin ünlü şair ve yazarlarının mezarlığı) yer alır – kültürel bir mola vermek isterseniz burada inebilirsiniz. Tepeye çıktığınızda ise füniküler istasyonundaki ünlü restoranda Gürcü mutfağının tadına bakmak veya bir kahve içmek, manzaranın keyfini çıkarmak için harika bir yoldur.
Tiflis Botanik Bahçesi: Narikala eteklerinde, şehrin göbeğinde yemyeşil bir vaha sunan Ulusal Botanik Bahçesi, 160 hektarlık alanıyla doğaseverlerin kaçış noktasıdır. Kökeni 17. yüzyıla dayanan bahçe, 1800’lerde resmi botanik bahçesi haline gelmiştir; içinde bugün 4.500’den fazla bitki türü bulunmaktadır . Japon bahçesinden şifalı otlar bölgesine, gül bahçelerinden tropik sera alanlarına kadar pek çok tematik bölüm keşfedilebilir . İlkbaharda rengârenk çiçeklerin açtığı, sonbaharda ise yaprakların sararıp turuncuya döndüğü dönemlerde bahçe ayrı bir güzeldir . Bahçenin içinde ayrıca küçük şelaleler ve köprülerle süslü yürüyüş rotaları var; yüksek ağaçların gölgesinde serinleyebilirsiniz. Giriş ücreti 20 GEL; her gün 09.00-17.30 saatleri arasında ziyarete açıktır . Öneri: Bahçenin üst bölümünden kentin manzarasını izleyebilir, çıkış kapısındaki parkta bir banka oturup doğanın sesleri eşliğinde dinlenebilirsiniz.
Leghvtakhevi Şelalesi ve Rike Parkı: Tiflis’in doğal güzellikleri sadece tepelerle sınırlı değil – şehir merkezinde bile saklı bir şelale keşfedebilirsiniz. Leghvtakhevi Şelalesi, Abanotubani hamamlarının arkasındaki dar vadide yer alan yaklaşık 22 metrelik bir dökülen sudur. Eski kentin ortasında böyle bir doğa harikasını görmek ziyaretçileri şaşırtır ve mutlu eder. Ahşap patikayı takip ederek birkaç dakikada ulaşacağınız şelalenin çevresi, yazın serinlemek için popüler bir mola noktasıdır. Yakınlardaki Rike Parkı ise Mtkvari Nehri kenarında kurulmuş modern bir şehri parkıdır. Çocuk oyun alanları, müzikli fıskiyeler, çimlik dinlenme bölgeleri ve yürüyüş yollarıyla hem yerellerin hem turistlerin nefes aldığı bir alandır. Parkın en dikkat çeken tarafı, Barış Köprüsü’ne ev sahipliği yapmasıdır – akşamları ışıl ışıl parlayan bu cam ve çelik yaya köprüsü, eski şehir ile modern Tiflis’i sembolik olarak birleştirir. Rike Park’tan ayrıca teleferiğe binip Narikala’ya çıkabildiğinizi de unutmayın. Özellikle akşamüstü saatlerinde nehir kenarında yürüyüş yaparak parkın ve köprünün tadını çıkarabilirsiniz.
Kaplumbağa Gölü (Kus Tba): Şehrin kuzeyine doğru, Vake Parkı’nın yukarısında yer alan bu küçük göl, Tiflis halkının yaz aylarında serinlemek ve piknik yapmak için tercih ettiği bir diğer doğal alandır. Adını sularında yaşadığı söylenen kaplumbağalardan alan gölün etrafı yemyeşil ormanlarla çevrilidir. Göl kıyısında birkaç kafe ve restoran bulunur; dilerseniz burada bir şeyler yiyip içerek manzaraya karşı keyif yapabilirsiniz. Yaz hafta sonlarında yöre halkı göl kenarında güneşlenir, kayıkla gezinti yapar ya da açık hava konserleri dinler – bu sayede turistler için de yerel yaşamı gözlemleme fırsatı oluşur. Kaplumbağa Gölü’ne ulaşmak için Vake Parkı’ndan kalkan bir teleferik hattı mevcuttu (güncel durumu kontrol ediniz) veya taksi/özel araçla tepeye çıkılabilir. Şehir merkezinin gürültüsünden uzaklaşıp doğayla baş başa kalmak isterseniz birkaç saatinizi bu huzurlu göle ayırabilirsiniz.
4. Alışveriş ve Pazar Yerleri
Tiflis Kuru Köprü Bit Pazarı’nda sergilenen çeşitli eski eşyalar ve antikalar.
Dry Bridge Market (Kura Köprü Bit Pazarı): Sovyet döneminden kalma antika eşyalar mı arıyorsunuz? O halde Tiflis’in en ünlü bit pazarı olan Dry Bridge Market’e uğramalısınız. Şehrin merkezinde Kura Nehri üzerindeki “Kuru Köprü” civarında kurulan bu açık hava pazarı, eski plaklardan porselen tabaklara, gaz maskelerinden madalyalara kadar akla gelmeyecek çeşitlilikte ikinci el ve antika eşya sunuyor . Sovyet madalyaları, dönem rozetleri, el yapımı takılar, eski fotoğraflar, gramofonlar, hatta sovyet dönemi kameralar… Tezgâhlarda nostaljik bir yolculuğa çıkabilirsiniz . Hiçbir şey almayacak olsanız bile pazarı gezmek başlı başına keyifli bir deneyimdir . Pazarlık etmek burada bir gelenek; turistlere fiyatlar biraz yüksek söylenebileceği için siz de gülümseyerek indirim istemekten çekinmeyin. Pazar, hava müsait olduğu sürece **her gün 10.00-17.00 arası açık (Pazartesileri genellikle daha sönük veya kapalı)**dır . En canlı zamanları hafta sonlarıdır – satıcı sayısı da ürün çeşitliliği de Cumartesi-Pazar artar .
Yeraltı Meidan Çarşısı (Meidani Bazaar): Eski Tiflis’te, Vakhtang Gorgasali Meydanı’nın altında konumlanan bu tarihi çarşı, hem atmosferiyle hem de hediyelik eşya çeşitliliğiyle ilgi çekiyor. 18. yüzyılda inşa edilmiş olan ve yakın dönemde restore edilip 2012’de tekrar açılan çarşının kemerli koridorları boyunca dolaşırken, adeta zamanda yolculuk yapıyormuş gibi hissedebilirsiniz . Tezgâhlarda el yapımı takılar, gümüş eşyalar, seramik tabaklar, geleneksel sürahi ve bakraçlar, balmumundan yapılma kokulu mumlar, halı ve kilimler gibi birçok hatıra ürünü bulmak mümkün . Gürcü şarapları ve baharatlarının da satıldığı çarşı, turistlerin hediyelik almak için en çok tercih ettiği yerlerden biri. Yer altında olduğu için yazın serin, kışın sıcak bir ortam sunuyor. Meidan Çarşısı’na günün her saati uğrayabilir; alışveriş yapmasanız bile tünel gibi taş mimarisini görüp geçerken bir iki fotoğraf çekebilirsiniz. Not: Çevredeki sokaklarda da küçük hediyelik dükkânları, halıcılar ve resim galerileri yer alıyor – vaktiniz varsa bölgeyi detaylıca keşfedin.
Rustaveli Caddesi ve Orta Pazarlar: Tiflis’in ana arterlerinden Rustaveli Bulvarı, alışveriş, kültür ve tarih kokan bir yürüyüş rotasıdır. Bir ucunda Özgürlük Meydanı, diğer ucunda Gürcistan Parlamentosu bulunan ~1.5 km’lik bu geniş cadde üzerinde uluslararası mağazalar, butik dükkânlar, kitapçılar ve kafeler sıralanır . Sovyet döneminden kalma görkemli binalarla modern mimarinin bir arada görülebildiği Rustaveli, sadece alışveriş değil mimari açıdan da doyurucudur . Caddede gezerken Kaşveti Kilisesi’ni, Opera ve Bale Tiyatrosu’nu, Ulusal Müzeyi ve Parlemento Binası’nı dışarıdan görmek mümkündür . Alışverişe gelince, Rustaveli üzerindeki Galleria Tbilisi gibi AVM’ler dünya markalarını sunarken; cadde boyunca ve paralel sokaklarında yerel tasarım ürünleri bulabileceğiniz küçük butikler de bulunur. Bu bölgede ayrıca Dry Bridge pazarı gibi açık hava pazarlarına da yürüme mesafesinde olduğunuz için günü verimli planlayabilirsiniz. Öneri: Rustaveli’de yürürken sık sık mola verip sokak sanatçılarını dinleyin veya yol üzerindeki kafelerde ünlü Gürcü dondurmasının tadına bakın.
Bazar Orbeliani (Orbeliani Pazarı): Yakın zamanda yenilenerek modern bir görünüme kavuşan Orbeliani Pazarı, yerel halkın günlük sebze-meyve alışverişini yaptığı tarihi bir kapalı pazar yeridir. Avrupa şehirlerindeki şık gurme pazarları andıran bu mekân, rengârenk taze meyvelerden baharatlara, ev yapımı peynirlerden organik ballara kadar zengin bir gıda çeşitliliği sunuyor. Üst katında ve çevresinde konumlanan sokak lezzetleri stantları ve kafe-restoranlar sayesinde sadece alışveriş değil, yeme-içme için de uğrak bir nokta haline gelmiştir . Pazara bitişik Orbeliani Meydanı ve yanındaki çiçek pazarı da görülmeye değerdir – her daim taze çiçekler ve bitkilerle bezeli bu alanda hoş fotoğraflar çekebilirsiniz . Orbeliani Pazarı’na sabah erken saatlerde giderseniz esnafın günlük taze ürünlerini tezgâhlara dizdiğine şahit olabilirsiniz. Hem turistler hem yerliler için güvenli ve temiz bir ortam sunan pazarda, Gürcü mutfağına özgü baharatlardan satın alarak seyahatinizin lezzet anılarını eve taşıyabilirsiniz.
5. Yeme İçme Deneyimleri
Eski bir dokuma fabrikasından dönüştürülen Fabrika Tbilisi kompleksinin avlusu, akşamları hareketli bir buluşma noktasıdır.
Geleneksel Gürcü Mutfağı ve Restoranlar: Tiflis’te, Gürcü misafirperverliğini en iyi hissettiren şey sofralardır. Şehirdeki sayısız restoran ve lokantada Khinkali (içli Gürcü mantısı) ve Khachapuri (peynirli hamur işi) gibi yerel lezzetleri mutlaka denemelisiniz . Özellikle Megruli veya Adjaruli haçapuri’nin bol peynirli lezzeti damakta iz bırakır. Geleneksel bir akşam yemeği için eski şehirdeki yerel lokantalar veya Rustaveli civarındaki tavernalar uygun adreslerdir. Eğer otantik ama kaliteli bir deneyim arıyorsanız, Barbarestan gibi ünlü restoranlarda mevsimlik malzemelerle hazırlanan Gürcü yemeklerinin tadına bakabilirsiniz . Barbarestan, 19. yüzyıl dekorasyonu ve anneanne tarifiyle yapılan yemekleriyle hem göze hem mideye hitap eder. Yine şehirde popüler olan Shavi Lomi, Café Littera veya Tsiskvili gibi mekanlar da geleneksel tatları farklı atmosferlerde sunar. Kısıtlı bütçeyle yerel mutfağı tatmak isterseniz, Samikitno veya Machakhela gibi yerel zincirlerin şubelerinde khinkali, şiş kebabı ve yöresel çorba çeşitlerini uygun fiyata bulabilirsiniz. Unutmayın, Gürcü kültüründe yemek paylaşmak önemli bir yer tutar; masayı donatıp ortaya söyleyerek farklı tatları topluca deneyimlemek en güzeli.
Gürcü Şarabı ve Tadım Deneyimi: Gürcistan, dünya çapında 8000 yıllık geçmişiyle şarap kültürünün beşiği sayılır. Tiflis’e kadar gelmişken geleneksel yöntemlerle kvevri denen toprak küplerde üretilen Gürcü şaraplarını tatmadan dönmeyin . Özellikle amber wine (kehribar rengi şarap) bu coğrafyaya özgüdür ve kendine has aromasıyla damakta farklı bir tat bırakır . Şehirde birçok şarap evi ve bar bulunur. Vino Underground, 8000 Vintages, Dadi Wine Bar veya Karalashvili’s Wine Cellar gibi mekânlar, hem lokal halkın hem turistlerin uğrak noktalarıdır . Bu barlarda uygun fiyatla kadeh kadeh farklı bölge üzümlerinden şaraplar deneyebilir, sommelier’lerden bilgiler alabilirsiniz. Hatta bazı yerlerde ufak atıştırmalıklar eşliğinde profesyonel şarap tadım seansları düzenleniyor – katılırsanız Gürcü şarapçılığının inceliklerini öğrenme şansınız olur . Öneri: Şarap dışında Gürcistan’ın ünlü sert içkisi Chachayı da (üzümden yapılan bir tür brendi) küçük bir shot olarak deneyebilirsiniz; oldukça güçlü olduğunu hatırlatalım .
Kafeler ve Tatlı Molaları: Tiflis, son yıllarda yükselen kafe kültürüyle de adından söz ettiriyor. Tarihî dokulu, vintage tarzda döşenmiş kafelerden modern üçüncü dalga kahvecilere kadar pek çok seçenek mevcut. Özellikle eski şehirdeki Cafe Linville, antika mobilyalarla dekore edilmiş nostaljik atmosferi sayesinde şehrin en meşhur kafelerinden biri haline gelmiştir . Geç saatlere kadar açık olan bu tip kafelerde Gürcü tatlıları eşliğinde bir Türk kahvesi veya çay içebilirsiniz. Kada (cevizli çörek) ya da Churchkhela (cevizli üzüm suyu sucuğu) gibi yerel tatlar deneyebileceğiniz kafeler de bulunur. Daha modern bir ortam arıyorsanız, Stamba Cafe (eski bir matbaadan bozma otelin kafesi) veya Fabrika’nın içindeki Coffee Room gibi mekanlar gençlerin ve dijital nomad’lerin buluşma noktasıdır. Tiflis’in kafeleri sadece yiyecek-içecek için değil, aynı zamanda dinlenip şehir turu arasında soluklanmak için de idealdir. Örneğin öğleden sonra yorulduğunuzda yol üzerindeki küçük pastanelerden birine girip ünlü Napolyon pastasından ya da ballı medovik pastasından bir dilim söyleyerek enerji depolayabilirsiniz. Ayrıca Gabriadze Kafe, ünlü kukla tiyatrosunun yanında konumlanır ve hem lezzetli hem sanatsal bir ortam sunar – her saat başı kukla saat kulesindeki gösteriyi izlerken kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Fabrika Tbilisi’de Sosyal Yemek Deneyimi: Eski bir iplik fabrikasının yaratıcı şekilde dönüştürülmesiyle ortaya çıkan Fabrika, Tiflis’in en havalı buluşma adreslerinden biridir . Burası hem bir hostel, hem sanat atölyesi, hem de avlusunda birden çok kafe, bar ve restoran barındıran çok amaçlı bir komplekstir . Günün her saati gençlerin, turistlerin ve yerel sanatçıların uğradığı Fabrika’nın grafiti dolu avlusunda oturup kahvenizi içebilir, farklı mutfaklardan yemekler sunan stantlarda karnınızı doyurabilirsiniz . Yaz akşamlarında açık havada film gösterimleri veya canlı müzik etkinlikleri de düzenleniyor, bu da ortama ayrı bir dinamizm katıyor. Mekânın atmosferi İstanbul’daki Bomontiada’yı andırıyor – duvarları renkli mural’larla süslü endüstriyel bir ortam ama aynı zamanda sıcacık ve canlı. Bir akşamınızı burada geçirerek Gürcü ve uluslararası lezzetleri deneyebilir, sokak sanatının tadını çıkarabilirsiniz. Öneri: Eğer ilginiz varsa Fabrika’daki tasarım butiklerine göz atın; Gürcü genç tasarımcıların el emeği ürünlerini bulabilirsiniz. Gece hayatı için de Fabrika çevresi ve Marjanishvili caddesi civarı popüler barlara ev sahipliği yapar; güvenli bir şekilde eğlenebilirsiniz.
Sonuç olarak, Tiflis hem tarihi hem modern yüzüyle gezginlere unutulmaz deneyimler sunan bir şehir. Tarihi kalelerden canlı pazarlara, yemyeşil parklardan enfes Gürcü sofralarına uzanan bu rehberi kullanarak, seyahatinizin dolu dolu ve keyifli geçeceğinden emin olabilirsiniz. Şimdiden iyi yolculuklar ve afiyet olsun!

