AMASYA KASTAMONU SAFRANBOLU AMASRA SİNOP TURU







AMASYA-KASTAMONU-SAFRANBOLU-AMASRA-SİNOP GEZİSİ 4 GECE 5 GÜN
10-16 Haziran arası
Cumartesi 23.00’da merkez RİZE PTT önünde buluşup, hareket ediyoruz.
1.GÜN
Sabahın ilk ışıklarıyla sekiz bin yıllık tarihi geçmişe sahip olan şehzadeler şehri ve kurtuluş savaşının başlangıç temellerinin atıldığı elmanın başkenti Amasya’dayız. Güzel bir kahvaltının ardından Yeşil Irmak Vadisi’nin yanında yer alan Yalıboyu Evlerini gezerek başlıyoruz. Tipin bir Osmanlı konağı olan Hazeranlar Konağını gördükten sonra eğitim için Amasya’ya gönderilen şehzadelerin büstlerini olduğu şehzadeler yolundan geçerek balmumu heykelleriyle günlük yaşamlarının anlatıldığı şehzadeler müzesini geziyoruz. Ardından tam bir müze kent olan Amasya’nın Minyatür müzesini geziyoruz.
Osmanlı sultanı II. Beyazıt’ın talimatıyla yaptırılan II. Beyazıt külliyesine ve Amasya Valisi Ziya Paşa tarafından 1865’te yaptırılan Saat Kulesini görüyoruz.
Öğlen yemeği arasından sonra İlhanlılar döneminden kalma altı adet mumyanın çok dikkat çektiği Amasya müzesini geziyoruz.
Ferhat ile Şirin aşıklar müzesi Türkiye’nin ilk ve tek aşıklar müzesi olup Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Romeo ve Juilet’in yanı sıra Mevlana ve Hacı Bektaşi Veli gibi gönül adamlarına da yer verilmiş olan bu müzemizi de gezdikten sonra sizi manevi huzuru bulacağınız, büyüleneceğiniz bir müzeye götüreceğiz. Anadolu’da su sesi ve müzikle tedavi yapılan ilk hastane olarak bilinen Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi müzesi tıp müzedir.
Panaromik gezeceğimiz kaya mezarlarının ardından Şeyh Hamdullah yazı tarihi ve hüsn-i hat müzesini ziyaret edeceğiz. Osmanlı hat ekolünün kurucusu ve islam yazı sanatını zirveye çıkaran hattat olarak tanımlanan sultanların, şehzadelerin hocası olan Şeyh Hamdullah’ın eserlerini göreceğiz.
Güzel, keyifli bir yorgunluğun ardından araçlarımıza yerleşip konaklama yapacağımız otelimize varmak için Kastamonu’ya gidiyoruz.
2.GÜN
Sabah otelde yapacağımız kahvaltının ardından turumuza başlıyoruz. Ilgaz Dağının çevrelediği bir coğrafyada yer alan Kastamonu tarih boyunca Hititlerden Osmanlıya kadar birçok medeniyete ev sahip yapmış olmasından kaynaklanan tarihi önemli bir ilimizdir.
Milli mücadele yıllarında anadoluyu dolaşarak Kurtuluş Savaşına destek toplayan Mehmet Akif Ersoy’un Milli Mücadele’ye destek vaazları verdiği, İstiklal Marşımızın TBMM’de kabulünden önce ilk defa okuduğu Nasrullah Cami ile ziyarete başlıyoruz. Nasrullah meydanı ve köprüsünü gördükten sonra Şeyh Şaban-ı Veli hazretleri külliyesini ziyaret ediyoruz. Hükümet Konağı ve arkasındaki şehrin en önemli simgelerinden olan, hikayesine çok şaşıracağınız Saat Kulesinin gölgesinde yudumlayacağımız çayın tadı Kastamonu’nun eşsiz manzarasıyla bütünleşecek.
Arkeoloji müzesi, Mimar Vedat Tek kültür ve sanat merkezinde bulunan müzeleri geziyoruz. Kurtuluş Savaşında Türk kadının kahramanlığını simgeleyen Şerife Bacı anıtını görüp panaromik Kastamonu Kalesi turu yapıyoruz. Hem dini hem de tarihi açıdan Türk milleti için büyük önem taşıyan Kastamonu turumuza Liva Paşa Etnografya müzesiyle devam ediyoruz. Keyifle gezeceğimiz bu harika müzeden sonra Selçuklu, Candaroğulları ve Osmanlı dönemlerinden kalan yapıların bir arada bulunduğu tarihi Kastamonu evlerini görüp, Münire Medresesi el sanatları çarşısında çaylarımızı yudumlayıp hediyelik eşya alışverişlerimizi yapacağız. Kastamonu’nun en eski tarihi kalıntılarından biri olan İsmail Bey Külliyesini ve İbn-i Neccar Camisini ziyaret ediyoruz.
Yine tatlı bir yorgunlukla araçlarımıza geçip Safranbolu’ya geçiyoruz.
3.GÜN
Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan müze kent Safranbolu’da geleneksel Osmanlı mimarisinin çok güzel örneklerini görebileceğiz. İlk önce 18-19.yy. tür toplumunun geçmişini, kültürünü ve yaşam biçimini yansıtan sizi cezbedecek olan Kaymakamlar Konak’ına gidiyoruz.
Safranbolu tarihinin izlerini göreceğimiz Arnavut kaldırımlı sokaklardan kent merkezine doğru ilerlerken demirciler, semerciler, manifaturacılar ve bakırcılar çarşılarını göreceğiz.
III.Selim’in saltanatlığında sadrazamlık yapan İzzet Mehmet Paşa doğduğu ilçeye, İstanbul Nuruosmaniye Camisinin adeta küçük bir modelini inşa ettirmiştir. Tamamen kesme taştan yapılmış olan camiyi ziyaret ettikten sonra günümüzde otel olarak kullanılan Tarihi Cinci Hanı görüyoruz. Tarihi çarşının içinde yapacağımız yürüyüşte dört yüz yıllık köprülü Mehmet Paşa cami ve bahçesindeki güneş saatini de gördükten sonra yemeniciler arastasına geçiyoruz. Burada güzel bir kahve molası verip, Safranbolu’nun evleri kadar ünlü olan lokumlarını tadıp alışveriş yapabileceğimiz Lokum Müzesinin ardından Safranbolu’daki tarihi yerlerin çikolatadan yapılan örneklerinin de olduğu hem gezip hem de alışveriş yapabileceğimiz Çikolata Müzesini ziyaret ediyoruz.
Bölgenin en eski köylerinden Bektaşi köyü olan Yörük Köyüne gidiyoruz. Köy içerinde gezip Sipahioğlu gezi evini ziyaret ediyoruz. Yörük köy evinde Safranbolu’nun meşhur fenomeni Filiz Abla bize kendi tarzından yörük kültürünü ve yörük köyünü anlatacak. Köy kahvesinde çay, kahve molamızı verip keyifli anları hafızalarımıza kazıyarak Yörük Köyünden ayrılıyoruz.
Safranbolu mimarisine uygun olarak yapılmış nostajik ev eşyalarıyla döşenmiş ters konakta tepetaklak eğlenceli resimler çektirip programımıza devam ediyoruz.
Tokatlı kanyonu üzerinde yapılan Türkiye’nin ilk cam seyir terasında nefis manzarayı izleyip doğayı içimize çekeceğiz. Resimlerimizi çektikten sonra ayrılıyoruz.
Safranbolu’ya ilk gelen türklerin konuşlandığı yağmur duası ile Hıdırellez kutlamaları yapmış olduğu hıdırlık tepesine gidiyoruz. Burada nefis Safranbolu manzarası resimlerimizi çekip yola devam ediyoruz. Buralara kadar gelip ilçenin ismini aldığı şifalı bitki safran tarlalarını göreceğiz.
4.GÜN
Sabah otelde yaptığımız kahvaltının ardından karadenizin en güzel sayfiye kasabalarından olan Amasra; adını mitolojiye göre Amazon kraliçesinden, tarihsel anlatıma göre bir pers prensesinden alan essiz güzelliklere sahiptir. İhtişamını hala koruyan surlarla çevrili kent sokaklarında gezerken; küçük bir adayı ana karaya bağlayan kemere köprüsü, Sormagir kapısı, zindanlar, Ceneviz kabartmalarını göreceğiz. Bu yöreye özgü el emeği göz nuru hediyeliklerin satıldığı tarihi çarşı olan Çekiciler çarşısına uğruyoruz. Bu çarşıda ahşap işçiliğinin nadide ürünlerini göreceğiz. Çekicilik sanatı günümüzde Amasra Köylerinde sürdürülmektedir.
Amasra Kalesi ve Cenova şatosunu gördükten sonra Osmanlı döneminde Bahriyeyi Hümayun sonrasında ise mızıka okulu olarak kullanılan Amasra Müzesini geziyoruz.
9.yy.da Amasra Kalesi içinde yapılmış olan Bizans kilisesi Fatih Sultan Mehmet tarafından fetihten sonra camiye çevrilmiş Fatih Cami’yi ziyaret ediyoruz. Amasra’nın tüm tarihi ve doğal güzelliklerini gözler önüne seren seyir noktası Bakacak Tepesine çıkıyoruz. Fatih Sultan Mehmet’in Lala’sına ‘‘çeşm-i cihan buram ola?’’ (Dünyanın göz bebeği) diye seslendiği yer olan Bakacak Tepesinde çayımızı kahvemizi yudumlarken bir kere daha tarihi ve doğayı içimize çekiyoruz. Amasra’nın üç bin yılı aşan tarihinin kanıtları olan tarihi eserleri görmek üzere Amasra müzesine gidiyoruz. Sahile inip büyük ve küçük limanı gezdikten sonra Cenevizliler tarafından denizi aydınlatma ve gözetlemek için inşa edilen direkli kayayı görüp nefis bir tekne turuyla Amasra turumuzu sonlandırıyoruz.
5.GÜN
Şimdi Türkiye’nin en kuzey noktasına ünlü filozof Romen Diyojen’in doğduğu yere TUİK araştırmalarına göre ülkemizin en mutlu insanlarının yaşadığı şehre gidiyoruz. Öyle ki Türkiye’de trafik ışıkları olmayan tek il. İnsanı mutlu eden nefis doğası ve zengin tarihi geçmişi ile bizi büyüleyecek.
Fiyort, Ria kıyı tipine Norveç’ten sonra rastlanan Sinop’un cennet koyu, Hamsilos tamiat parkına gidiyoruz. Muhteşem koylar, denizin karayla iç içe geçtiği fiyortları göreceğimiz gezintiden sonra Türkiye’nin en kuzey ucunca bulunan İnce Burun Feneri bize çok güzel resimler çekme fırsatı verecek. Üç yüz yıllık Sinop kalesini gezdikten sonra yurdumuzun en eski müzecilik faaliyetlerinin başladığı ilimizde küçük ama çok etkileyici Sinop müzesini geziyoruz. Şiirlere türkülere konuk olan tarihi Sinop cezaevine gidiyoruz. Mahkumların kaçmaması için denize karşı konumlandırılmış olan cezaevi 1999 yılında kapatılmış ve 2000 yılında müze olarak açılmıştır. Sabahattin Ali, Burhan Felek, Ruhi Su gibi birçok ünlünün anılarının bulunduğu müze cezaevini geziyoruz.
Kuzey Anadolu’da bulunan en büyük Selçuklu camisi olan Alaattin camiyi ziyaret ediyoruz. Alaattin camiyi külliyesi için yaptırılan günümüzde el sanatları çarşısı olarak hizmet veren 760 yıllık tarihi Pervane Medresesinde hediyelik eşya alışverişi yapıyoruz. Yıllarca kartpostallarında gördüğümüz iki taraftan denizin incelttiği belinin resmedildiği Sinop manzarasını yerinde görmek, Sinop’u kuş bakışı resimlendirmek için Şahin Tepesine çıkıp bir çay molası veriyoruz. Çayımızı bu nefis manzarada yudumlarken Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Ne olurdu Sinop’un yarı güzelliği Ankara’da olsaydı’’ sözünü niçin söylemiş olduğunu anlamış oluyoruz.
Görmeden olmazdı diyeceğimiz Ak limana uğrayıp bir tatlı huzur alıp fotoğraflarımızı çekiyoruz. Limanın içinde sahil kenarında yalı kahvelerinde bir kahve keyfi yapıp yolumuza devam ediyoruz.
Sinop şehrinin Erfelek ilçesinde bulunan iki ormanın bir araya geldiği derin vadinin içinde 28 tane şelaleden oluşan Erfelek şelalelerine gidiyoruz. Yeşil ve mavilikler içinde kaybolurken mükemmel kuş seslerinin size eşlik edeceği bu deneyim sizin ayaklarınızı yerden keserken çıkmak istemeyeceksiniz.
Dönüş yolculuğumuz için son hazırlıklarımızı yapıp Rize’ye hareket ediyoruz.
Koordinatör:Emine Yanbay
* Safranboluda 2 Gece Akşam Yemeği
* 4 Gece Kahvaltı Dahil Konaklama
* 5 Gün Profesyonel Rehberlik
* Seyahat Sağlık Sigortası
* Safranbolu Oteli Hariç Akşam Yemekleri
* Müze ve Örenyeri Girişleri
* Şahsi Harcamalar