Sabah 08:30’da Rize merkezde Ezgi Turizm Acentemiz önünden Pokut Sal&Huser Avusor Double  turu için hareket ediyoruz. Karadeniz sahil yolu Çayeli Pazar ve Ardeşen ilçelerinden misafirleri aldıktan sonra Fırtına Vadisine giriyoruz. İlk durağımız Osmanlı Timizvat Köprüsü. Burada ‘’Zipline’’ İp Aktivitesi yapıyoruz. Firtına Deresi boyunca yapacağımız gezi sonrası Rizenin en küçük ve en güzel ilçelerinden olan Çamlıhemşin’in içinden geçerek Şenyuva köyüne varıyoruz. Şenyuva Köyünde bulunan Çinçiva köprüsünde yarım saat vereceğimiz molada vadiyi fotoğraflama fırsatı buluyoruz.

Şenyuva köyünden tırmanışa geçiyoruz ve Pokut Yaylasına ulaşıyoruz. Pokut yaylasında doğa yürüyüşleri ile otantik yayla evlerini gezdikten sonra yürüyerek SAL Yaylasına hareket ediyoruz. Cennet yeşili doğasıyla bakir SAL yaylası kollarını açmış misafirlere hoş geldin dercesine bizleri karşılıyor. Saat 12:30-13 sularında Sal Yaylasından ayrılarak tekrardan Fırtına Vadisine iniyoruz.

Şimdi gezimizin ikinci ayağı olan Huser ve Avusor gezisi için Çamlıhemşin işçesinden sol tarafa doğru dönerek Hala Vadisini Ladin ağaçları arasında devam ediyoruz.  Ülkemizin en güzel turizm destinasyonlarından biri olan muhteşem güzelliğiyle Ayder Yaylası karşımıza çıkıyor.

Bugün çok yüksek rakıma çıkacağımızdan dolayı oksijen değişiminden etkilenmemek için Ayder yaylasında Gelintülü Şelalesi, Kalegon ve Ayder çayırlarında bir buçuk saat serbest zamanın ardından bizleri bekleyen Ezgi Turizm aracına  biniyor Avusor Yaylası için depar alıyoruz.

Mis kokulu cennet yeşili çam ormanları arasında 10 kilometre 1 saatlik bir yolculuktan sonra Avusor Yaylası na varıyoruz. Avusor Yaylası, Rize Çamlıhemşin’de yer alan, varır varmaz insanı ayrı bir dünyaya gelmiş gibi hissettiren yaylalardan bir tanesi. Dere kenarındaki virajlı yollardan kıvrıla kıvrıla çıkarken içinizi bir huzur kaplamaya başlıyor.

Yaylaya çıkıp Kaçkarlar’ı karşınıza aldığınızda ise bu huzur katlanarak artıyor. Dileyen misafirlerimiz yaylada bulunan dağ evinden öğle yemekleri alabilirler.  Avusor yaylasındaki süremizin dolumundan sonra buradan ayrılarak bulutlar ülkesi Huser Yaylasına Hareket ediyoruz.

8-9 km muhteşem manzaralar ile yolculuğumuz sonrasında Huser Yaylasına ulaşıyoruz.  Huser Yaylası, Ayder'in girişinin sol tarafını tutan dağlarda yerleşmiştir. Rakımı ve konumu açısından Ayder'e bağlı tüm yaylalar ve sıralı Kaçkar Dağları'nın eşsiz manzarasını görme imkânı sunmaktadır.

Bölgenin en iyi manzaralı yaylası olup, genelde ziyaretçilerin en çok keyif aldığı gezilerden biridir. Hele bir de hava güneşli ise bakmaya doyamayacağınız bir manzaraya sahiptir. Güneyde Kaçkar Altıparmak Dağları'ndan başlayıp, Kaçkar Kemerli, Kaçkar Kavrun ve Kaçkar Verçenik Dağları'na kadar kesintisiz bir manzaraya sahiptir. 
Ayaklarınızın altında Palakçur, Avusor, Çeymakçur ve Kavrun Vadileri, arkanızda Karadeniz sahil şeridi, karşınızda Hazindak ve Pokut Sal sırtları, yani 0 m den 4000m ye kadar her yeri görebiliyorsunuz. Akşam havanın açık olması durumudan güneşin batımını izleyeceğimiz seyir tepesine çıkıyoruz. Günün sonunda turumuzu tamamlayıp huzurlu bir şekilde evimize dönüyoruz. 

POKUT YAYLASI
Çamlıhemşin’e 15 km mesafedeki Pokut, Fırtına ve Hala derelerinin oluşturduğu vadi arasında bulunan Sal-Hazindağ yayla dizisinin ilkidir. Doğa yürüyüşü yapmak, fotoğraf çekmek ve dinlenmek için ideal bir ortama sahip olan yayla, zengin biyolojik çeşitliliğinin yanısıra özgün mimarisiyle de dikkat çeker. Sisli manzaraları ve otantik ahşap evleri Pokut’a masalsı ve otantik manzaralar sunar.  

Yaylada pansiyon olarak hizmet veren yayla evlerinde konaklama imkânı bulunmaktadır. 15 dakika uzaklıktaki Sal Yaylası’na buradan geçilebilir. Bu yayla özellikle Ağustos ayında gelen yaylacılarla Ekim ayına kadar hareketliliğini korumaktadır. Pokut’a ulaşım için Samistal-Kavron-Maçkun Boğazı güzergâhı kullanılırsa doğal yaşlı ormanlar ve kaynak sularıyla bezeli gizemli bir parkur tercih edilmiş olur.

SAL YAYLASI
Çamlıhemşin İlçesine 23 km uzaklıkta bulunan 2002 m. rakımlı Sal, geleneksel ahşap evleri, otantik yapısı ve manzarasıyla görülmesi gereken yaylalardandır. Pokut Yaylası’na 15 dakikalık yürüyüş mesafesindedir. Çamlıhemşin’in Çinçiva Köyü halkı tarafında kullanılan yayla, Temmuz ayından itibaren yaylacılarla dolar. Açık havalarda yayladan Kafkas Dağları’nı ve Karadeniz’i izlemek mümkündür. Konaklamak için yayla evleri kullanılabilir veya kamp yapılabilir.

 HUSER YAYLASI

Huser'e nasıl gittik,
 

Avusor Yaylasına nasıl gittikse Huser Yaylasına'da aynı gün Ezgi Turizm ile gittik. Avusor Gezimiz adrenalini yüksek ve macera dolu geçtiğini söylemek istiyorum. yağmur altında yaptığımızı muhteşem bir yürüyüşten sonra çok yorulmuştuk. ancak tabiatın rüya gibi görüntüsü karşısında yüzümüz biran olsa bile düşmemişti. Islanmak ve kirlenmek güxzeldir mantığıyla hareket ediyorduk. :)

Avusor yaylasında yüzlerimiz gülüyor. 
Aryık seyahat rotamızı Huser Yaylasına çevirmiştik. Ancak düşünemediğimiz iki konu vardı. Birincisi yağmurun etkisi ile yayla yolu bozulmuştu, zaten yol topraktı ve iyice bozulmuştu. Bu durum yolda kalma olasılığımızı artırıyordu. İkincisi ise oluşan sis dolayısıyla göz gözü görmüyordu. Yaylaya ulaşsak bile sisten hiçbir yeri göremeyecektik. Ancak daha önceki gezilerimizden tecrübe ettiğimiz yaşayabileceğimiz hiç bir zorluk bizi geri döndürmeye yetmemişti. Tabiiki Ezgi Turizm Rehberini ikna ettik ve hemen yola koyulduk.

Yayla yolunun iyi hali (Çamurluyken ve uçurum kenarında çekim yapamıyoruz da...)
Burada değinmeden geçemeyeceğim fotoğraf makinem de hava koşullarından nasibini aldı. Makinemin objektifindeki lens iç taraftan buharlanmıştı. Ne yapsam buharı çözemiyordum. Parçalarını söküp temizlemeye çalışıyordum ama nafileydi... Arkadaşlarım ben sana fotoğraf çekerim dediler bu durumda yüyeğime su serpti. Yoksa fotoğraf çekmeden geri dönmek olmazdı...

Huser Yaylası’nın Yolu

Huser Yaylası’na gidebilmek için Avusor Yayla yolunu geri dönüp karşımıza çıkan yol ayrımından Huser’e doğru devam ettik. 40 dakika süren bir yolculuğumuz, sisli ve yağmurlu hava koşulları altındaydı. Toprak yol bataklığa dönmüş, çamurlaşmıştı. Bu nedenle zaman zaman çamura saplanma tehlikesi atlattık.

Ama şoförümüzün başarılı manevraları sayesinde ucuz atlattık. Sadece yaylada salıncakların olduğu bölüme yaklaşık 200 metre kala aracımız yolu aşmada zorlandı. Biz de zaten 200 metre olan yolu yürüyerek gitme kararı aldık. Bu arada tam araçtan ineceğimiz sırada buhar çözmeye yönelik çabalarım yanıt vermiş, fotoğraf makinemin içindeki buhar çözülmüştü; çok mutluydum Huser Yaylası’nda sis açılıp, bulutlar uzaklaşırken

Huser Yaylası’nda Salıncaklar
Huser Yaylası’ndaki salıncaklardan biri Huser Yaylası’na vardığımızda bizi sis ve bulut denizi karşılamıştı. Manzarayı net olarak seçemiyor, karşıdaki Kaçkar Dağları’nı bile göremiyorduk. Ancak grubumuzda bulunan şanslı bireylerin etkisiyle olacak, kısa bir süre içinde sis açıldı, bulutlar manzarayı görmemiz için dağıldı. Bu sırada biraz yürüyünce Kafe Sis Denizi‘nin yanında 2 tane salıncak gördük.

Yaylanın tepesinde 2 ayrı yamaca kurulmuş, 2 ayrı salıncak… Birisi bulut denizine bakıyor, diğeriyse güneşin batacağı yöne. Güneşin batmasına daha zamanımız olduğu için önce bulut denizine doğru sallanmayı tercih ettik. Bol bol fotoğraf çektik, çekildik. Kafe Sis Denizi

Huser Yaylası’nda Gün Batımı

Huser Yaylası’nda gün batımına doğru sallanırken Güneşin batma vakti geldiğinde bulutlar, Kaçkar Dağları’nın başlarından uzaklaşmıştı. Artık uçsuz bucaksız manzarayı ayırt edebiliyorduk. Güneşin batarken oluşturduğu kızıllık, Kaçkar Dağları’na ve bulutlara yansıyordu.

Manzaraya doğru salıncakta sallanmak ise anlatılmaz yaşanır dedirtiyordu. Böylesine güzel bir ortamda vaktin nasıl ilerlediğini anlamadık. Telefonumuz çaldı. Arayan Ayhan Bey’di. Meğer yarım saattir minibüste bizi bekliyorlarmış. O an etrafımıza baktığımızda gerçekten bizim ekip dışında başka kimsenin kalmadığını fark ettik Hemen geri dönüş için minibüse doğru yürümeye başladık. Huser’e, Kaçkar’a, bulut denizine ve de güneşe veda ederken

Yayla dönüşü

Yayla dönüşünde çok yorulmuştuk. Trabzon’a varabilmemiz için epey yol gitmemiz gerekiyordu. Islaktık, kıyafetlerimiz üzerimizde kurumaya çalışıyordu. Çamurluyduk. Ayakkabılarımız batmıştı. Ama dediğim gibi bunların bizim için önemi yoktu. Böylesine güzel 2 yayla için her şeye değerdi. Yıllar geçse de unutulmayacak anılar kazanmıştık artık